WhatsApp chat
WhatsApp chat
background image

Sivas Koyulhisar İlçesinde Tehlikeli Madde Danışmanlık Hizmeti Veren UZMAN TMGD ADR

Koyulhisar, Sivas'ın Karadeniz iklim ve coğrafi bölgesine düşen ve ilin en kuzeyinde bulunan ilçesidir.
1923 yılından 1933 yılına kadar il olan Şebinkarahisar'a bağlı bir ilçeydi. Vilayetlerin yeniden düzenlenmesi için yapılan çalışmalar neticesinde birçok il ilçe haline getirilmiş, bu arada Şebinkarahisar'ın da 20 Mayıs 1933 tarih ve 2197 sayılı kanunla ilçe haline getirilmesiyle, bu tarihten sonra Koyulhisar, Sivas'a bağlanmıştır.
Yerli halkın önemli bir bölümü civardaki diğer ilçelerde olduğu gibi Türkmen, Çepnilerdendir.Türkiye’nin karayolu taşımacılığı alanında dünyada önemli bir konumda olduğuna dikkat çeken Cüneyt Erbilgin, bilinenin aksine ülkemizde ilgili faaliyetleri düzenleyen ilk mevzuatın ADR ile gündeme gelmediğini ifade ediyor. Tehlikeli Madde Taşımacılığını düzenleyen ilk hususi düzenlemenin 22 Ekim 1976 Tarih ve 15742 sayılı Tehlikeli Maddelerin Karayolu ile Taşınması Hakkında Yönetmelik ile hayata geçirilen bu yönetmelik UZMAN tmgd adr danışmanlık firması danışmanlarınca uygulanmaktadır.
Koyulhisar; sırtını Dumanlı (Duman Baba, Hacı Bektaş Veli'nin müridi) dağına verirken, fay hattı olarak bilinen Kelkit ırmağına ayaklarını uzatmıştır. Sırtını verdiği dağ yamacındaki botanik yapı tamamen Karadeniz Bölgesi'nin bitki yapısına uyarken, toprağının çok killi olması ve bölgenin dik yamaç yapısı nedeni ile sık sık heyelanlar meydana gelmekte, hatta bunlar afet bölgesi olarak tanımlanmaktadırlar.
Orman ve tabii güzellikleri ile çok zengin olmakla birlikte tarihi kalıntılarla ve geçmişle ilgili bulgular ve kayıtlar ise çok zayıftır. İlçe içinde bir anıt ve cami kalıntıları dışında kayda değer bir şey bulunmamaktadır.
Eğriçimen Yaylası'nda[3] ve çevresinde paleontolojik zamandan (kireçli zaman ve sonrası) kalma deniz yaratıkları fosilleri bulunabilmektedir.

İklim
Türkiye'de Karadeniz iklimi nin ve karasal iklimin geçiş bölgesindedir ve zengin bir bitki örtüsüne sahiptir.
Kültür
Koyulhisar Sivas'ın diğer ilçelerinden farklı olup Güney Giresun kültürü ile aynı kültürü yaşar. Sivas'tan farklı olarak Karadeniz Bölgesi'nde yer alması sebebiyle kemençe ve davul-zurna bir arada görülür. Yaylacılık Kızıldağ tarafında yapılmakta olup bu bölgeler çam ormanları ile kaplıdır. Yöre horon kültürüne sahiptir. Yöresel kemençeciler köy köy gezip düğünlerde kemençe kültürünü icra ederken günümüzde Karadeniz'in genelinde olduğu gibi bu bölgede de kemençe kültürü yok olma tehlikesindedir ve artık tüm Karadeniz gibi horonlar tek tipleşmeye başlamıştır. Yörede genellikle düz horon, dik horon, alaşağı, üç ayak horonu, sıksara ya da Laz horonu gibi çeşitli horonlar oynanır. Bölgede egemen kültür Karadeniz kültürüdür. Karadeniz'in sahil ilçeleri bu bölgeye Ekinciler demektedirler.
Ağız
İlçe Kelkit Vadisi ilçeleri ile aynı ağzı kullanmakta olup, Sivas'ın diğer ilçelerine göre farklılıklar içerir. Şebinkarahisar, Alucra, Çamoluk, Gölova ve Suşehri ve Akıncılar ve Gölova ile aynı ağzı kullanır. Şehir ile etkileşimi çok eskilere dayanır. Büyük şehirlere çok sayıda göç vermiştir.
1939 Erzincan depremi ve etkisi
Erzincan'da 26-27 Aralık 1939'da meydana gelen ve 52.5 saniye süren büyük depremde, Koyulhisar'da taş taş üstünde kalmamıştır. Sabaha karşı saat 2.00 sıralarında olan bu 7.9 (MS=7.9) büyüklüğündeki depremde Erzincan ve çevresinde 116.720 konut yıkılmış, 32.962 kişi hayatını kaybetmiştir.[23] Koyulhisar, deprem sonrasında yer değiştirerek yeniden yapılanmıştır.
Ekonomi
Geçimini ormancılık, hayvancılık ve tarımla yaparken, sanayileşme ise bulunduğu coğrafi durum ve tipik kente göç etme sebebi ile gelişememiştir.
İlçede orman işletmesi bulunmakta. Çarşı esnafı ise ilçenin genel ihtiyaçlarını karşılayabilecek durumdadır. Bir banka şubesi yanında, telekomünikasyon, kırtasiye, arzuhâlci, postane vs. yanında benzin istasyonu ve servis noktaları da bulunmaktadır.
Çevre arazide altın ve maden araştırması yapıldığı ve "Eldoradogold"[24] adlı yabancı bir şirket tarafından da etüt çalışmaları planlandığı belirlenmiştir.
Tarihçe

Koyulhisar-Tokat yolu
Koyulhisar'ın geçmişi İlk Çağ uygarlıklarına dayanmaktadır. Dönemin en önemli ticaret merkezlerinden biri olan Kolonya, Koyulhisar'ın eski adıdır. Erken Hristiyanlık döneminde adı Nicopolis (Anniaca) olup, bir manastır bulunurdu. Bir keşiş olan Johannes Hesychastes 454'te burada doğdu.
Anadolu'nun Türkler tarafından fethinden sonra bu bölge de kısa süre içinde Türkleşmiştir. Cücükgözoğulları, Oğuz-Türkmen boylarından Çepniler Horasan ve Kürtün yoluyla gelerek Koyulhisar ve civarına yerleşmiştir. Hacı Bektaş Veli'nin ilk müritlerinden olan ve 1240 yılında çıkan İshak Baba İsyanı'na da katılan, Alevi inanç önderi Duman Baba burada yaşamış ve yaşamını yitirmiştir. Koyulhisar ilçesinde iki adet kayda değer hisar (kale) vardır ki Kale-i Bala adındaki hisarı Fatih Sultan Mehmed'in korkusundan Kızılbaş Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan yaptırmış olup kale, Koyulhisar'ın eski merkezindedir. Kale içlerinde altın kaplama bir hançer bulunmuştur. Fatih, Karadeniz'in fethi sırasında, Koyulhisar bölgesine küçük bir birlik göndermiştir. Bu birlikteki asker sayısı çok azdı. Birlik kaleye geldiğinde kaledeki asker sayısının kendilerinden 3 kat daha fazla olduğunu gördüler. Bunun üzerine bir akşam vakti Osmanlı birliği kalenin karşı tarafındaki koyun sürülerinin üzerilerine mum dikerler ve hücum için hazırlık yaparlar. Kaledeki askerler karşılarına baktıklarında yüzlerce ışık görürler ve büyük bir ordunun kendilerine doğru gelmekte olduğunu sanırlar. Herkes çok korkar ve komutanlarının emriyle tüm ordu ve halk kaleyi boşaltıp kaçmaya başlarlar. Bu sayede savaş yapılmadan Koyulhisar Osmanlı'ya bağlanmış olur.
Fethin ardından Fatih Koyulhisar'ın Yukarıkale köyüne bir cami yaptırır (1461). Bu camiye imam hatip olarak Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin torunlarından birisini atar. Bu hatip aynı zamanda bölgenin kadısı, valisi de sayılmıştır. Osmanlı Devleti tarafından bu kişiye maaş bağlanmış, toprak verilmiş ve ev tahsis edilmiştir. Caminin mali desteği Cumhuriyet dönemine kadar devlet tarafından karşılanıyordu. Mütevellisi de atanan hatip idi. Dolayısıyla camiye "Hatipli (Hatipoğlu) Camii" adı verildi. Bu zatın torunları halen Yukarıkale ve Hacıilyas köylerinde yaşamaktadırlar.
Ermeni sürümü ile ilgili yabancı kayıtlarda ilçenin 20. yüzyıl başına kadar tamamen Ermeni ve Rum ağırlıklı nüfusa sahip olduğu iddia etmekle birlikte, yaşlı yerli ahaliden alınan kaynaklar bunun tam tersi olduğunu ispat etmektedir.